Cumartesi, Temmuz 27, 2024
Köşe Yazısı

Pardayan – KÖPEK KATLİAMI

Haberi Paylaşmak İçin

Pardayan – KÖPEK KATLİAMI

Sermed ÇINAR

 

Televizyon haberlerinde köpeklerin toplatılarak, bir ay müddetle bekletilerek, sahipleri çıkmazsa, kibarca ifadesiyle uyutulacakları, yani katledilecekleri haberini duyduğumda tüylerim diken diken oldu. Böylesi bir düşüncenin Türkçe karşı ifadesi aymazlık olur.

Evet, ben de yaşadığım Erdek’te köpeklerin bir mafya babası gibi bölgelerini belirleyip, diğer köpeklerin kazara oraya düştüğünde kopardıkları yaygara, dahası kışın aç kalan köpeklerin insanlara saldırması, ısırması veya Türkiye genelinde çocuk ölümlerine neden olmasından muzdaribim. İnsan rahatsızlığı veya sağlığını tehdit eden diğer canlılardan kurtulmayı ben de istiyorum, ancak, bunca sene bunların üreyip çoğalmasına seyirci kal, sonrasında nihai çözüm ara, yanlış.

Erdek tepesinde bir yerde bir zaman bir köpek barınağı vardı ve bu köpekler, lokanta artıkları ile besleniyordu, daha doğrusu sonuçta beslenemedikleri için bu barınak kapatıldı. Bu durum Türkiye geneli için aynı.

Böylesi bir operasyonu düşünen beyinler, açıkça görülüyor ki tarihten ders almamışlar. 1910 yılında Osmanlı döneminde, İstanbul Belediye Başkanı Suphi Bey tarafından seksen binin üzerinde köpek toplatılarak, Hayırsız Ada’ya (Sivri Ada) bırakıldı. Su ve yiyecek olmayan bu adada köpekler birbirlerini yiyerek öldüler. Bu olaydan bir kaç sene sonra İstanbul’daki köpek sayısı eskisine ulaştı. İkinci bir hata yapıldı ve yeniden toplanan köpekler Hayırsız Ada’da yeniden ölüme bırakıldı.

Köpek sayısının kısa sürede aynı rakamları yakalamasının nedeni, İstanbul’da kıyıda köşede kalan veya köpek seven vatandaşların sahip çıkıp, sakladıkları köpekler, içgüdüsel olarak ırkını devam ettirmek için bir batında sekiz, on yavru yapan köpek daha fazla yavru yaptı. Sonuç, bir kaç senede aynı rakamlara ulaşıldı.

Elinizde böylesi bir tarihi ibret varken, köpeklerden en ucuz yoldan kurtulalım mantığı, bunun işlemeyeceği bilincinde olamayan bir aymazlık ile tarif edilir; aynı zamanda bu işlev, Yunus Emreyi de inkar etmek olur. ‘Yaratılanı severim yaratandan ötürü’ demiş Yunus.

Beyler, kesenin ağzını açın, bu hayvanları hadi barınaklarda bakmaya gücünüz yetmiyorsa, bari, en son çare, kısırlaştırıp bir köpek değil bir mahluk yapın ama hayatına kıymayın, yazıktır, günahtır.
Hoş Kalın.


Haberi Paylaşmak İçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir